Normal view MARC view ISBD view

Metadata / Yağız Özgen ; editör Merve Akar Akgün ; çeviren Güher Gürmen

Publisher: İstanbul : Sanatorium , 2019ISBN: 9786052455142.Subject(s): Sanat, Sergiler, Sanatçılar -- Yağız Özgen -- Türkiye | Art, Exhibitions, Artists -- Yağız Özgen -- TurkeyDDC classification: 700.9561 General note: “Yirmibirinci yüzyılın başlarını yaşamakta olduğumuz bugünlerde, toplumbilim uzmanlarından daha fazla ele almaları beklenen, bizi çağdaşlığın da ötesine götüren bir sürecin içinde olduğumuzu yadsıyamayız. Bütünüyle kavrayamadığımız ve kontrolümüz dışında gibi algıladığımız durumlar evreninde sıkışıp kalmışlık duygusundan hareketle sarılmaya meylettiğimiz felsefe alanı, çağdaşlığın karakterine yeni anlamlar ekleme gayreti içinde. Yağız Özgen’in, yalın, kesin ve özenli; yoğun felsefi düşünceyle harmanlanarak ortaya çıkmış yapıtları doğrudan dünya üzerine bir şey söylemeyip, dünyayı temsil eden dilin çözümlenmesi yoluyla dünyaya dair bir şey söyleyerek, düşünsel bir etkinlik olarak felsefeye yaklaşıyorlar. Bir başka deyişle, Özgen’in üretiminin ana arterini oluşturan temsil nosyonu, aslında temsil edilenin özünde ne olduğuyla ilgili olmaktan ziyade sanatçının temsilin doğası üzerine ortaya koyduğu öznel düşüncelerinin form almasıyla ilgili. Boris Groys’un Akışta – İnternet Çağında Sanat (KÜY, İstanbul, Ekim 2017) isimli kitabında bahsettiği gibi “doğrudan gerçekçilik” tavrının altını çizen, bize geride bıraktığımız yüzyılın hediyesi olan yıpranmış bir sanat kavramına tam zıt bir şekilde konumlanan bugünün sanatı; “sanatçıya ve sanat kurumlarına tanınan ayrıcalıklı konumu eleştirerek, sınırları ve tanımları bulanıklaştırarak ve sanatı herkesin icra edebileceğine inanarak, sadece nesneler değil, gerçek anlamda pratikler üretmek” istiyor. Bu doğrultuda Özgen’in pratiği, geçtiğimiz yüzyılın sanat anlayışının karşısında durduğu yerden yakinen izah edilebilir: “Zamana direnmeye çalışmayan, şimdinin akışına kapılıp gitmeye razı ve nesnelerin muhafaza edilmesi ilkesini hiç olmadığı kadar sorgulayan.” Bu kitapta bir araya gelmiş eserlerin oluşturduğu “METADATA” serisinde kullanılan renklerin nüansı her defasında bütünün taşıdığı anlamda gizli. Bu başlık altında odağa alınan çalışmalara; Özgen’in Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğrencisi olduğu akademisyen Esra Aliçavuşoğlu’nun, sanatçının ilk üretimleri üzerine yazdığı, “tarihsel geri dönüşler” kavramı üzerinden yapıtlara bakan yazısı ve akademisyen, sanatçı Şeref Erol’un Özgen’in sanat pratiğini Kant’ın eleştirel felsefesi bağlamında ele alarak felsefi çözümlemeler yapmayı hedeflediği deneme yazısı eşlik ediyor. Farklı alanların, bilime olan etkileri ya da evrene herhangi bir model sunmaları bakımından bir araya geldikleri düzlemde Yağız Özgen’in tuvalleri, isimleriyle müsemma, yaratılmış olan her türlü varlığa, doğaya ve kimi zamanda tarihe işaret ediyorlar. Bu endirekt temsilin doğasını çözümlemenin keyfine varabilmek ise sanatseverin gözünün ve kalbinin kesiştiği yerde saklı.” General note: Sanatorium tarafından bağışlanmıştır.
Tags from this library: No tags from this library for this title.
    average rating: 0.0 (0 votes)
Item type Current location Home library Call number Status Date due Barcode
Catalogue Arter Kütüphanesi
Arter Kütüphanesi
Arter Kütüphanesi
700.9561 ÖZG 2019 (Browse shelf) Available 107741
Browsing Arter Kütüphanesi Shelves , Shelving location: Arter Kütüphanesi Close shelf browser
700.9561 ÖZG 2014 "Tuhaflıklar Anı" = "Curious Moments" 700.9561 ÖZG 2014 Yağız Özgen 142, -49/120 - 63/120 : 700.9561 ÖZG 2018 Giving Voices / 700.9561 ÖZG 2019 Metadata / 700.9561 ÖZG 2023 Cave canem / 700.9561 ÖZK 2000 Sanatta Deha ve Yaratıcılık : 700.9561 ÖZK 2004 Göründüğü Gibi Değil ! Açıklayabilirim

“Yirmibirinci yüzyılın başlarını yaşamakta olduğumuz bugünlerde, toplumbilim uzmanlarından daha fazla ele almaları beklenen, bizi çağdaşlığın da ötesine götüren bir sürecin içinde olduğumuzu yadsıyamayız. Bütünüyle kavrayamadığımız ve kontrolümüz dışında gibi algıladığımız durumlar evreninde sıkışıp kalmışlık duygusundan hareketle sarılmaya meylettiğimiz felsefe alanı, çağdaşlığın karakterine yeni anlamlar ekleme gayreti içinde.
Yağız Özgen’in, yalın, kesin ve özenli; yoğun felsefi düşünceyle harmanlanarak ortaya çıkmış yapıtları doğrudan dünya üzerine bir şey söylemeyip, dünyayı temsil eden dilin çözümlenmesi yoluyla dünyaya dair bir şey söyleyerek, düşünsel bir etkinlik olarak felsefeye yaklaşıyorlar. Bir başka deyişle, Özgen’in üretiminin ana arterini oluşturan temsil nosyonu, aslında temsil edilenin özünde ne olduğuyla ilgili olmaktan ziyade sanatçının temsilin doğası üzerine ortaya koyduğu öznel düşüncelerinin form almasıyla ilgili.
Boris Groys’un Akışta – İnternet Çağında Sanat (KÜY, İstanbul, Ekim 2017) isimli kitabında bahsettiği gibi “doğrudan gerçekçilik” tavrının altını çizen, bize geride bıraktığımız yüzyılın hediyesi olan yıpranmış bir sanat kavramına tam zıt bir şekilde konumlanan bugünün sanatı; “sanatçıya ve sanat kurumlarına tanınan ayrıcalıklı konumu eleştirerek, sınırları ve tanımları bulanıklaştırarak ve sanatı herkesin icra edebileceğine inanarak, sadece nesneler değil, gerçek anlamda pratikler üretmek” istiyor. Bu doğrultuda Özgen’in pratiği, geçtiğimiz yüzyılın sanat anlayışının karşısında durduğu yerden yakinen izah edilebilir: “Zamana direnmeye çalışmayan, şimdinin akışına kapılıp gitmeye razı ve nesnelerin muhafaza edilmesi ilkesini hiç olmadığı kadar sorgulayan.”
Bu kitapta bir araya gelmiş eserlerin oluşturduğu “METADATA” serisinde kullanılan renklerin nüansı her defasında bütünün taşıdığı anlamda gizli. Bu başlık altında odağa alınan çalışmalara; Özgen’in Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğrencisi olduğu akademisyen Esra Aliçavuşoğlu’nun, sanatçının ilk üretimleri üzerine yazdığı, “tarihsel geri dönüşler” kavramı üzerinden yapıtlara bakan yazısı ve akademisyen, sanatçı Şeref Erol’un Özgen’in sanat pratiğini Kant’ın eleştirel felsefesi bağlamında ele alarak felsefi çözümlemeler yapmayı hedeflediği deneme yazısı eşlik ediyor.
Farklı alanların, bilime olan etkileri ya da evrene herhangi bir model sunmaları bakımından bir araya geldikleri düzlemde Yağız Özgen’in tuvalleri, isimleriyle müsemma, yaratılmış olan her türlü varlığa, doğaya ve kimi zamanda tarihe işaret ediyorlar. Bu endirekt temsilin doğasını çözümlemenin keyfine varabilmek ise sanatseverin gözünün ve kalbinin kesiştiği yerde saklı.”

Sanatorium tarafından bağışlanmıştır.

Click on an image to view it in the image viewer

This software was installed and implemented by Devinim Software Training Consulting using Koha.