Normal view MARC view ISBD view

Nil Yalter : Kayıt Dışı = Off the Record / küratör = curator Eda Berkmen

Publisher: İstanbul : Arter, 14 Ekim 2016 - 15 Ocak 2017 | 14 October - 15 January 2017Subject(s): Sergiler -- Afiş -- Nil Yalter -- Arter İstiklal - İletişim - Medya ve Pazarlama - Sergi görsel kimliği | Exhibition -- Poster -- Arter İstiklal - Communication - Media and Marketing - Exhibition visual identityOnline resources: Nil Yalter : Kayıt Dışı - Afiş / Nil Yalter : Off the Record - Poster General note: Arter, 14 Ekim 2016–15 Ocak 2017 tarihleri arasında Nil Yalter'in Türkiye'de bugüne kadar gerçekleşen en kapsamlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Eda Berkmen'in yaptığı Kayıt Dışı başlıklı sergi, Yalter'in yapıtlarındaki ana tema ve motiflere genel bir bakış niteliği taşıyor. Yalter'in resim, fotoğraf, yazı, kolaj, performans, video gibi farklı mecraları bir araya getiren yerleştirmelerinin birçoğu Türkiye'de ilk kez sergileniyor. Sanatçı, eserlerinde kayıt dışı kalmış kişi, duygu ve bilgilere geniş yer veriyor; bireyin toplumsal normlar ve kontrol mekanizmaları karşısında geliştirdiği var olma stratejilerini araştırıyor. Nil Yalter, işçiler, kadınlar ve göçmenler başta olmak üzere tarih anlatılarından dışlanmış bireylerin varoluş mücadelelerini işlerinin odağına alır. Etnografi, edebiyat, sosyoloji, bilim, sözlü tarih ve kültürel gelenekler başta olmak üzere birçok disiplinden yararlanarak ürettiği bu eserlerle sanatçı, beden, mekân ve bilginin güç odakları tarafından kontrol edilmesine başkaldırır. Yalter çalışmalarında belgesel ve şiirsel dili bir arada kullanarak ve tıpkı bir şaman gibi farklı kimliklere bürünerek kişisel ve toplumsal sarsıntılarla yüzleşir; toplum dışına itilmiş kişilerin hikâyelerine odaklandığı yapıtlarıyla, alternatif bir tarih yazımı oluşturur. Bir Marksist-feminist ve göçmen olan Yalter, üretiminin ilk yıllarından itibaren göç konusuna yoğun bir şekilde odaklandı. Göçmen işçilerin sorunlarını, onların yaşam mücadelelerini etnografik bir yöntem kullanarak topladığı objeler, video röportajlar ve görseller ile belgeledi. Kayıt Dışı, sanatçının Geçici Meskenler (1974-1977), Göçmenler (1976-2016) ve Şu Gurbetlik Zor Zanaat Zor (1983) serilerinden İstanbul bağlamına ve sergi mekânının özelliklerine göre seçilmiş olan çalışmaları bir araya getiriyor. Bu eserler önemli birer tarihsel belge olmanın yanı sıra, izleyiciye farklı bakış açılarını inceleme imkânı veren esnek, geçirgen, çok dilli kurgusal birer mekân olarak da işliyor. Rahime, Türkiye'den Kürt Bir Kadın (1979) isimli eserde sanatçının yapıtlarının odak noktasını oluşturan toplumsal cinsiyet, kimlik, çalışma ve göç konuları tek bir bireyin hikâyesinde birleşir. Bu eser, Göçmen İşçiler serisindeki gibi, bir üretim aracı olarak kimliksizleştirilmiş bireye kulak verir; sanatçı bireyin hikâyesini kendi bedenini kullanarak, özgün şiirsel bir görsellikle canlandırır. Yalter her bir kadının birey olarak tekil kimliğine işaret ederken, aslında onun da aynı mücadeleyi veren sayısız kadından biri olduğunu hatırlatır. Yalter'in politik bir konuyu ele aldığı ilk çalışması olan Deniz Gezmiş (1972), Türkiye'de 12 Mart muhtırası sonrasında idam edilen üç genç devrimciyi konu alıyor. Bu eser Yalter'in önce İstanbul'da daha sonra Paris'te bir odada aynı düzeni kurarak yaptığı bir "mevcudiyet eylemi"dir. Deniz Gezmiş, yaşadığı zamanın aciliyet arz eden konularına yanıt verme ihtiyacı hisseden bir sanatçının ahlaki refleksinin somut yansımasıdır. Eser, bu sergide dünyada ilk kez izleyicilerle buluşuyor. Sergideki işler arasında, Paris'in 11. bölgesinde yer alan kadınlar hapishanesinin mahkûmlarından Mimi'nin öyküsünün anlatıldığı La Roquette, Kadınlar Hapishanesi, (1974) erkek, kadın ve travesti gibi farklı cinsel kimliklere bürünen orta yaşlı bir kişinin portresi olan Le Chevalier d'Éon (1978) ve Topkapı sarayının ihtişamı içerisindeki iki cariyenin ilişkisine odaklanan Harem (1979-80) de bulunuyor. Geleneksel cinsiyet tanımlarını sorgulayan bu eserlerde arzu, otoriter sistemler altında baskıyı yadsıma gücü olarak açığa çıkıyor. Nil Yalter'in birçok çalışması sanatçının hem gerçek mekânlar arasında, hem metaforik anlamda yaptığı yolculukların izlerini taşır. Sergide yer alan Orient Express (1976) isimli yerleştirme sanatçının 1976 yılında son Direct Orient Express seferlerinden biriyle Paris'ten İstanbul'a yaptığı yolcuğu anlatırken, Deniz Meslekleri (1982) isimli video totem, denizler ötesine seyahati konu alan bir Fin destanından esinlenmiştir. Bu çalışmalar hem doğa-insan, insan-makine, geçmiş-gelecek, Doğu-Batı gibi zıtlıkların arasında varoluş ihtimallerini gösterir hem de sıradan, düz anlamlı dilin sınırlarının ötesinde alternatif bir bilme biçiminin imkânına işaret ederler. Sergiye, Eda Berkmen'in küratoryal çerçeveyi sunduğu yazısının yanında akademisyen Başak Ertür, küratör Fatoş Üstek, kültürel antropolog Bernard Dupaigne'in ve tarihçi Philippe Artières'in kaleme aldığı metinleri içeren Türkçe ve İngilizce iki dilli bir yayın da eşlik ediyor.General note: Arter presents Off the Record by Nil Yalter between 14 October 2016 and 15 January 2017. Curated by Eda Berkmen, the exhibition is a thematic overview of Yalter's hybrid installations that combine painting, photography, writing, collage, performance, and video. Yalter's work explores individual's strategies for survival in the face of society's control mechanisms and norms, focusing on omitted facts, invisible people, enclosed places and repressed emotions. The exhibition title refers to these subjects that are denied a place in official histories. With an acute awareness of the way space, body and knowledge are manipulated by authorities to maintain control over the masses, Yalter looks to the margins. She documents the struggles and dwellings of the unseen members of society: the labourers, women and immigrants. In her research, Yalter brings together diverse disciplines such as folk tradition, literature, ethnology, natural sciences and philosophy. She creates a unique visual language that fuses fact and fiction, as well as documentary, poetry and performance. Just as a shaman inhabits other realms and bodies during trance, Yalter leaves the confines of identity to deal with personal and collective trauma. As a Marxist-feminist and an immigrant herself, Yalter focuses extensively on the subject of immigration. She documents the struggles of migrant workers, through objects, visuals and video interviews that she collected using ethnographic methods. Off the Record brings together a selection of works from the artist's Temporary Dwellings (1974-1977), Immigrants (1976-2016) and Exile is a Hard Job (1983) series that are chosen for the context of Istanbul and the specificities of the exhibition space. Beyond their significance as historical documents, these works are also flexible, permeable, and multilingual fictional spaces that allow the audience to observe different points of view. The installation titled Rahime, Kurdish Woman from Turkey (1979) brings together in a single anecdote the recurring themes of womanhood, immigration, labour and imprisonment through symbolic imagery and re-enactment. It gives voice to a person who has been reduced to a casualty, or a statistic for industrial efficiency. Yalter points to the individuality of her subject while calling to mind that she is just one among countless other women, who share the same struggle. Yalter's first work to directly address a political subject, Deniz Gezmiş (1972) is about the execution of three young revolutionaries during the time of martial law in Turkey in 1972. Described by Yalter as an "act of presence", this work was first realised in a room in Istanbul, then in Paris by creating the same setup. Deniz Gezmiş embodies the moral reflex of an artist compelled to respond to the urgencies of her time. The work meets with audiences for the first time in this exhibition. Also among the works in the exhibition are La Roquette, Women's Prison (1974), recounting the story of Mimi, an inmate in the prison located in the 11th arrondissement of Paris; Le Chevalier d'Éon (1978), the portrait of a middle-aged person who shifts between two genders throughout his life; and Harem (1979-80), which focuses on the sexually charged relationship between two concubines amidst the splendour of Topkapı Palace. In these works that subvert traditional subject-object relationships and ingrained gender categories, desire manifests as the power of repudiating oppression in disciplinary systems. Many of Yalter's installations bear traces of the journeys that the artist has taken, both literally and figuratively. Orient Express (1976) is an account of the artist's journey from Paris to Istanbul on one of the last Direct Orient Express trains. The video totem entitled Professions of the Sea (1982) is inspired by a Finnish epic about journeys across the seas. These works illustrate possibilities of existence amidst dichotomies such as nature-human, human-machine, past-future, East-West, as well as illustrating to the possibility of an alternate way of cognition that is beyond the bounds of ordinary, literal language. The exhibition is accompanied by a bilingual publication with texts by cultural theorist Başak Ertür, curator Fatoş Üstek, cultural anthropologist Bernard Dupaigne, historian Philippe Artières, alongside an essay by Eda Berkmen elaborating on the conceptual framework of the exhibition.
Tags from this library: No tags from this library for this title.
    average rating: 0.0 (0 votes)
Item type Current location Home library Call number Status Date due Barcode
Poster Arter Kütüphanesi
Arter Kurum Arşivi
Arter Kütüphanesi
NIL 0001 (Browse shelf) Available 400150

Arter, 14 Ekim 2016–15 Ocak 2017 tarihleri arasında Nil Yalter'in Türkiye'de bugüne kadar gerçekleşen en kapsamlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Eda Berkmen'in yaptığı Kayıt Dışı başlıklı sergi, Yalter'in yapıtlarındaki ana tema ve motiflere genel bir bakış niteliği taşıyor. Yalter'in resim, fotoğraf, yazı, kolaj, performans, video gibi farklı mecraları bir araya getiren yerleştirmelerinin birçoğu Türkiye'de ilk kez sergileniyor. Sanatçı, eserlerinde kayıt dışı kalmış kişi, duygu ve bilgilere geniş yer veriyor; bireyin toplumsal normlar ve kontrol mekanizmaları karşısında geliştirdiği var olma stratejilerini araştırıyor.

Nil Yalter, işçiler, kadınlar ve göçmenler başta olmak üzere tarih anlatılarından dışlanmış bireylerin varoluş mücadelelerini işlerinin odağına alır. Etnografi, edebiyat, sosyoloji, bilim, sözlü tarih ve kültürel gelenekler başta olmak üzere birçok disiplinden yararlanarak ürettiği bu eserlerle sanatçı, beden, mekân ve bilginin güç odakları tarafından kontrol edilmesine başkaldırır. Yalter çalışmalarında belgesel ve şiirsel dili bir arada kullanarak ve tıpkı bir şaman gibi farklı kimliklere bürünerek kişisel ve toplumsal sarsıntılarla yüzleşir; toplum dışına itilmiş kişilerin hikâyelerine odaklandığı yapıtlarıyla, alternatif bir tarih yazımı oluşturur.

Bir Marksist-feminist ve göçmen olan Yalter, üretiminin ilk yıllarından itibaren göç konusuna yoğun bir şekilde odaklandı. Göçmen işçilerin sorunlarını, onların yaşam mücadelelerini etnografik bir yöntem kullanarak topladığı objeler, video röportajlar ve görseller ile belgeledi. Kayıt Dışı, sanatçının Geçici Meskenler (1974-1977), Göçmenler (1976-2016) ve Şu Gurbetlik Zor Zanaat Zor (1983) serilerinden İstanbul bağlamına ve sergi mekânının özelliklerine göre seçilmiş olan çalışmaları bir araya getiriyor. Bu eserler önemli birer tarihsel belge olmanın yanı sıra, izleyiciye farklı bakış açılarını inceleme imkânı veren esnek, geçirgen, çok dilli kurgusal birer mekân olarak da işliyor.

Rahime, Türkiye'den Kürt Bir Kadın (1979) isimli eserde sanatçının yapıtlarının odak noktasını oluşturan toplumsal cinsiyet, kimlik, çalışma ve göç konuları tek bir bireyin hikâyesinde birleşir. Bu eser, Göçmen İşçiler serisindeki gibi, bir üretim aracı olarak kimliksizleştirilmiş bireye kulak verir; sanatçı bireyin hikâyesini kendi bedenini kullanarak, özgün şiirsel bir görsellikle canlandırır.

Yalter her bir kadının birey olarak tekil kimliğine işaret ederken, aslında onun da aynı mücadeleyi veren sayısız kadından biri olduğunu hatırlatır.

Yalter'in politik bir konuyu ele aldığı ilk çalışması olan Deniz Gezmiş (1972), Türkiye'de 12 Mart muhtırası sonrasında idam edilen üç genç devrimciyi konu alıyor. Bu eser Yalter'in önce İstanbul'da daha sonra Paris'te bir odada aynı düzeni kurarak yaptığı bir "mevcudiyet eylemi"dir. Deniz Gezmiş, yaşadığı zamanın aciliyet arz eden konularına yanıt verme ihtiyacı hisseden bir sanatçının ahlaki refleksinin somut yansımasıdır. Eser, bu sergide dünyada ilk kez izleyicilerle buluşuyor.

Sergideki işler arasında, Paris'in 11. bölgesinde yer alan kadınlar hapishanesinin mahkûmlarından Mimi'nin öyküsünün anlatıldığı La Roquette, Kadınlar Hapishanesi, (1974) erkek, kadın ve travesti gibi farklı cinsel kimliklere bürünen orta yaşlı bir kişinin portresi olan Le Chevalier d'Éon (1978) ve Topkapı sarayının ihtişamı içerisindeki iki cariyenin ilişkisine odaklanan Harem (1979-80) de bulunuyor. Geleneksel cinsiyet tanımlarını sorgulayan bu eserlerde arzu, otoriter sistemler altında baskıyı yadsıma gücü olarak açığa çıkıyor.

Nil Yalter'in birçok çalışması sanatçının hem gerçek mekânlar arasında, hem metaforik anlamda yaptığı yolculukların izlerini taşır. Sergide yer alan Orient Express (1976) isimli yerleştirme sanatçının 1976 yılında son Direct Orient Express seferlerinden biriyle Paris'ten İstanbul'a yaptığı yolcuğu anlatırken, Deniz Meslekleri (1982) isimli video totem, denizler ötesine seyahati konu alan bir Fin destanından esinlenmiştir. Bu çalışmalar hem doğa-insan, insan-makine, geçmiş-gelecek, Doğu-Batı gibi zıtlıkların arasında varoluş ihtimallerini gösterir hem de sıradan, düz anlamlı dilin sınırlarının ötesinde alternatif bir bilme biçiminin imkânına işaret ederler.

Sergiye, Eda Berkmen'in küratoryal çerçeveyi sunduğu yazısının yanında akademisyen Başak Ertür, küratör Fatoş Üstek, kültürel antropolog Bernard Dupaigne'in ve tarihçi Philippe Artières'in kaleme aldığı metinleri içeren Türkçe ve İngilizce iki dilli bir yayın da eşlik ediyor.




Arter presents Off the Record by Nil Yalter between 14 October 2016 and 15 January 2017. Curated by Eda Berkmen, the exhibition is a thematic overview of Yalter's hybrid installations that combine painting, photography, writing, collage, performance, and video. Yalter's work explores individual's strategies for survival in the face of society's control mechanisms and norms, focusing on omitted facts, invisible people, enclosed places and repressed emotions. The exhibition title refers to these subjects that are denied a place in official histories.

With an acute awareness of the way space, body and knowledge are manipulated by authorities to maintain control over the masses, Yalter looks to the margins. She documents the struggles and dwellings of the unseen members of society: the labourers, women and immigrants. In her research, Yalter brings together diverse disciplines such as folk tradition, literature, ethnology, natural sciences and philosophy. She creates a unique visual language that fuses fact and fiction, as well as documentary, poetry and performance. Just as a shaman inhabits other realms and bodies during trance, Yalter leaves the confines of identity to deal with personal and collective trauma.

As a Marxist-feminist and an immigrant herself, Yalter focuses extensively on the subject of immigration. She documents the struggles of migrant workers, through objects, visuals and video interviews that she collected using ethnographic methods. Off the Record brings together a selection of works from the artist's Temporary Dwellings (1974-1977), Immigrants (1976-2016) and Exile is a Hard Job (1983) series that are chosen for the context of Istanbul and the specificities of the exhibition space. Beyond their significance as historical documents, these works are also flexible, permeable, and multilingual fictional spaces that allow the audience to observe different points of view.

The installation titled Rahime, Kurdish Woman from Turkey (1979) brings together in a single anecdote the recurring themes of womanhood, immigration, labour and imprisonment through symbolic imagery and re-enactment. It gives voice to a person who has been reduced to a casualty, or a statistic for industrial efficiency.

Yalter points to the individuality of her subject while calling to mind that she is just one among countless other women, who share the same struggle.

Yalter's first work to directly address a political subject, Deniz Gezmiş (1972) is about the execution of three young revolutionaries during the time of martial law in Turkey in 1972. Described by Yalter as an "act of presence", this work was first realised in a room in Istanbul, then in Paris by creating the same setup. Deniz Gezmiş embodies the moral reflex of an artist compelled to respond to the urgencies of her time. The work meets with audiences for the first time in this exhibition.

Also among the works in the exhibition are La Roquette, Women's Prison (1974), recounting the story of Mimi, an inmate in the prison located in the 11th arrondissement of Paris; Le Chevalier d'Éon (1978), the portrait of a middle-aged person who shifts between two genders throughout his life; and Harem (1979-80), which focuses on the sexually charged relationship between two concubines amidst the splendour of Topkapı Palace. In these works that subvert traditional subject-object relationships and ingrained gender categories, desire manifests as the power of repudiating oppression in disciplinary systems.

Many of Yalter's installations bear traces of the journeys that the artist has taken, both literally and figuratively. Orient Express (1976) is an account of the artist's journey from Paris to Istanbul on one of the last Direct Orient Express trains. The video totem entitled Professions of the Sea (1982) is inspired by a Finnish epic about journeys across the seas. These works illustrate possibilities of existence amidst dichotomies such as nature-human, human-machine, past-future, East-West, as well as illustrating to the possibility of an alternate way of cognition that is beyond the bounds of ordinary, literal language.

The exhibition is accompanied by a bilingual publication with texts by cultural theorist Başak Ertür, curator Fatoş Üstek, cultural anthropologist Bernard Dupaigne, historian Philippe Artières, alongside an essay by Eda Berkmen elaborating on the conceptual framework of the exhibition.

This software was installed and implemented by Devinim Software Training Consulting using Koha.